Bazen bir sokakta yürürken, bir çuvalın altında iki büklüm olmuş bir adam görürüz. Geçeriz. Bazen araçta camdan bakarken gözümüz takılır, sonra hızla uzaklaşırız. Ama o çuval sadece kağıtla, plastikle değil; onurla, sabırla, alın teriyle doludur aslında. Herkesin sırtında bir yük vardır ama o yükü şikayet etmeden taşıyanların başında kağıt toplayıcı kardeşlerimiz gelir.
Devlet memuru olsak, esnaf olsak, maaşlı düzenli bir işimiz olsa da, yine de şikayet ederiz. Kirayı, elektriği, zamları konuşuruz. Ama onlar, her sabah karanlıkla birlikte uyanır, çöplerden rızık toplar. Ne iş garantileri vardır, ne de emeklilikleri. Ama yürekleri bizimkinden daha zengindir. Onların mücadelesi, hayatın gerçeğiyle yapılan sessiz ama asil bir savaştır.
Bir gün köprünün kenarında ağlayan bir kağıt toplayıcısına denk geldim. Yüreğim burkuldu. Yaklaştım, el uzattım. “Kiramı ödeyemedim, ev sahibi kapıya koydu,” dedi. İçimden dedim ki: “Allah’ım, bu muazzam sabır sahibi insan bile ağlıyorsa, biz kim oluyoruz şikayet etmeye?” Elim cebime gitti, dilim dua etti. Yardım ettim.
Ama sonra öğrendim ki yalanmış. Ne ev, ne ev sahibi. Ne dert, ne Çaycuma. Zonguldak’ın ilçesi olan Çaycuma’yı Karabük’e bağlamış senaryosunda. O tertemiz kağıt toplayıcıların adını kirleten biriymiş. Bir iyilik duygusunu bile sömürüp, vicdan ticareti yapan biri…
İşte orada içim daha çok burkuldu. Yalnızca kandırıldığım için değil, o tertemiz emeğin suistimal edildiği için. Çünkü onlar bir simgedir: Onurun, mücadelenin, sabrın ve gerçek emeğin simgesi…
O yüzden buradan sesleniyorum:
Kağıt toplayan o kardeşlerime selam olsun!
Onların çuvalında sadece karton yok; gurur var, emek var, alın teri var. Ama o çuvallara yalan, dolan, sahtekârlık bulaşmasın. Aranıza karışan kötü niyetlilere fırsat vermeyin. Onurunuzu sizin gibi taşıyamayanlara kapınızı kapatın.
Ve bizler…
Sıcak evlerimizde, şikayetler içinde kıvranırken, bazen boğazımızda düğümlenen lokmaların ne anlama geldiğini hatırlayalım.
Onları gördüğümüzde sadece para uzatmayalım, saygıyla da eğilelim.
Çünkü bazı eller, çöp karıştırırken bile gökyüzüne daha yakındır.
Ve bazı yürekler, susarken bile haykırır:
“BEN ONURUMLA,BURADAYIM!”
Kalın sağlıcakla..
Selahattin Çelik