Türkiye’nin yakın siyasi tarihinde derin izler bırakan isimlerden biri olan Ekrem Ceyhun, 9. Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel’in “karakutusu” olarak anılan, devlet yönetiminin perde arkasındaki kritik figürlerinden biriydi. 4 Şubat 1927 tarihinde Erzurum’da dünyaya gelen Ceyhun, uzun soluklu bürokrasi ve siyaset hayatında hem dostlukları hem de görevleriyle Türk siyasetinin tanıklık ettiği önemli gelişmelerin merkezinde yer aldı.
İstanbul Teknik Üniversitesi’nden mezun olan Ceyhun, Türkiye’nin kalkınma sürecinde etkin rol oynamış birçok teknokrat ve siyasetçinin yetiştiği bu köklü kurumdan aldığı mühendislik eğitimiyle, daha sonra yöneleceği kamu görevlerinde teknik bir bakış açısını da beraberinde getirdi.
1970’li yıllarda Süleyman Demirel’in başbakanlığı döneminde Başbakanlık Müsteşarlığı görevine atanan Ekrem Ceyhun, bu göreviyle yürütmenin kalbinde kritik bir rol üstlendi. Devletin en üst kademelerinde, özellikle de planlama ve icra süreçlerinde etkili olan Ceyhun, ilerleyen yıllarda Demirel’in Cumhurbaşkanlığı döneminde ise başdanışmanlık görevini yürüttü. Bu yakın ilişki, kamuoyunda ona “Demirel’in karakutusu” lakabının verilmesine yol açtı.
1990’lı yıllarda yeniden aktif siyasetin içinde yer alan Ceyhun, Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanı, Tansu Çiller’in ise Başbakan olduğu dönemde Devlet Bakanı olarak görev yaptı. Bu görev süresince çeşitli kritik alanlarda icra makamında bulundu, Türkiye’nin iç ve dış siyasetine yön veren karar süreçlerinde aktif rol aldı.
Ekrem Ceyhun’un siyasi kariyeri yalnızca görev aldığı makamlarla değil, aynı zamanda kurduğu dostluklarla da dikkat çekti. Ceyhun, 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal ve eski Başbakan Necmettin Erbakan ile de dostluk ilişkisi olan bir isimdi. Bu dostluklar, onun siyasetteki çok yönlülüğünü ve farklı siyasi geleneklerle kurduğu temasları yansıtıyordu.
12 Eylül 1980 darbesi sonrasında birçok siyasetçiyle birlikte Zincirbozan’da zorunlu ikamete tabi tutulan Ceyhun, burada da demokrasi mücadelesinden geri adım atmadı. Demokratikleşme süreciyle birlikte aktif siyasete dönen Ceyhun, yeniden devlet kademelerinde görev alarak bakanlık seviyesine kadar yükseldi.
Ceyhun’u yakından tanıyan isimlerden biri olan, Demirel’in Cumhurbaşkanlığı döneminde dış politika danışmanlığı görevini yürüten Mehmet Ali Bayar, onun için şu ifadeleri kullandı:
“Ekrem Ceyhun bey, merhum Cumhurbaşkanımız Demirel’in en yakın arkadaşlarındandı ve devlet ve siyaset hayatında en yakın çalıştığı ekibin temel taşıydı. Hayatı Türkiye’nin kalkınma hareketinin içinde geçti. Siyasette zirveyi de sürgünü de gördü. Zincirbozan’da demokrasi nöbeti tuttu ve millet iradesiyle yeniden bakanlık seviyesine yükseldi. Günümüzde Ekrem Ceyhun gibi siyasetçileri mumla arar olduk.”
Ekrem Ceyhun’un ismi, bir dönemin devlet aklını temsil eden, siyasetin istikrarı ve devlet yönetimindeki dengeyi koruyan bir figür olarak anılmaya devam ediyor. Onun mirası, sadece görev yaptığı makamlarla değil, aynı zamanda temsil ettiği devlet geleneği ve siyasi nezaket anlayışıyla da Türk siyasi tarihindeki yerini koruyor.