1. Haberler
  2. Yaşam
  3. Gazeteci Rüstem Yılmaz ve Cenk Koray’ın Dostluğu: Zonguldak Sıralarından Türkiye Basınına Uzanan Bir Hatıra

Gazeteci Rüstem Yılmaz ve Cenk Koray’ın Dostluğu: Zonguldak Sıralarından Türkiye Basınına Uzanan Bir Hatıra

Gazeteci Rüstem Yılmaz ve Cenk Koray'ın Dostluğu: Zonguldak Sıralarından Türkiye Basınına Uzanan Bir Hatıra
Gazeteci Rüstem Yılmaz ve Cenk Koray'ın Dostluğu: Zonguldak Sıralarından Türkiye Basınına Uzanan Bir Hatıra
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

TRT’nin ilk sunucularından, Türk televizyonculuğunun ve sahne dünyasının unutulmaz ismi merhum Cenk Koray’ın vefat yıl dönümünde, gazeteci Cahit Çataloğlu’nun kaleme aldığı anı yazısı duygusal izler bıraktı. Yazıyı okuyan Yalova Başak Gazetesi imtiyaz sahibi Umut Yılmaz ise kendi aile hafızasında yer eden özel bir anıyı kamuoyuyla paylaşma ihtiyacı duydu.

Cenk Koray’ın öğretmen annesinin tayiniyle Adana’dan Zonguldak’a ilkokul çağlarında geldiğini belirten Umut Yılmaz, babası merhum Rüstem Yılmaz’ın da çocuk yaşta Trabzon’dan Zonguldak’a geldiğini ve ikilinin Zonguldak Mithatpaşa İlköğretim Okulu’nda aynı sıralarda eğitim gördüğünü ifade etti. Yılmaz, iki ismin yıllar içinde usta gazetecilere dönüşmesini “Hayatın yazdığı en güzel senaryolardan biri” olarak yorumladı. Usta gazetecilerin ortak noktalarından birinin de Beşiktaş sevgisi olduğuna dikkat çekti Yılmaz.

Rüstem Yılmaz, gazeteciliğe henüz 17 yaşında Hürriyet Gazetesi’nin Zonguldak spor muhabiri olarak başlarken, aynı zamanda Zonguldak Şafak Gazetesi’nde araştırmacı yazar olarak da görev yaptı. 1985 yılında ailesiyle birlikte Yalova’ya yerleşen Yılmaz, burada 19 yıl boyunca Yalova Haberci Gazetesi’nde, ardından Yalova Manşet Gazetesi’nde çalıştı. 2007 yılında ise oğlu Umut Yılmaz’la birlikte Yalova Başak Gazetesi’ni kurarak gazetecilikte yeni bir sayfa açtı. Rüstem Yılmaz, 2022 yılının Temmuz ayında hayatını kaybetmişti.

Umut Yılmaz, duygularını şu sözlerle ifade etti:
“Cahit Çataloğlu’nun yazısını okuduktan sonra içimde birikenleri kaleme almak istedim. Babamla Cenk Koray’ın çocukluk sıralarından başlayan hikâyesi, Türkiye basın tarihine iki önemli isim kazandırdı. Bugün her ikisini de rahmet ve özlemle anıyorum. Kalemine sağlık Cahit ağabey.”

Cenk Koray, özellikle siyah-beyaz televizyon döneminde sunduğu programlarla geniş kitlelerin sevgisini kazanmış, armağanlı yarışma formatlarının öncüsü olarak bilinen “Tele Kutu” programıyla televizyonculuk tarihine adını altın harflerle yazdırmıştı.

Türkiye basınının iki değerli ismi Cenk Koray ve Rüstem Yılmaz, yalnızca mesleki başarılarıyla değil, aynı zamanda ortak bir geçmişin izleriyle de hatırlanmaya devam ediyor.

Haber Yorum:

Umut YILMAZ

 

YENMEYEN BALIĞIN HİKAYESİ

Ben, çok sevmeme rağmen tam 25 yıldır kalkan balığı yemem, yiyemem.
Bunun nedeni 25 yıl önce bügün (23 Temmuz 2000) kalp krizi sonucu aramızdan ayrılan TRT’nin ilk sunucularından, şov ve sahne dünyamızın sevilen ve sempatik ismi, can dostum Cenk Koray’dır.
Siyah-beyaz TV döneminde müthiş beğeni toplayan programlara imza atarken, günümüzün bütün armağanlı yarışmaların babası olan “Tele Kutu” ile popülaritesi tavan yapmıştı.
Cenk çok erken ayrıldı.
Yaşamdan koptuğunda 56 yaşındaydı.
*******
1980 yılının Mayıs ayında bir Cumartesi sabahı evden beni aramasıyla başlayan dostluğumuz ölümüne kadar sürdü.
O günlerde bankerler hakkında geniş bir araştırma yapıyordum.
Aralarında “Banker BAKO” adıyla ünlenen Baki Aygün isimli uyanık genç de var.
Cenk Koray’ın bu hırslı bankerin tüm reklam ve matbaa işleri ile basın danışmanlığı görevini daha önce üstlenmiş olduğunu o gün öğreniyorum.
Aslan burcunun tipik özelliklerini sergileyen Cenk işime karışmıyor ama kendisini zor pozisyona sokabilecek olası konularda hassas davranmak istiyor.
Benden 7-8 yaş büyük olmasına rağmen bana ilk günden itibaren her zaman “Baba” diye hitap etti.
Son derece samimi, sevecen, herkese karşı saygılı, doğa ve hayvan sever, espri dolu, hayata her koşulda pembe bakmaya çalışan, şakacı, naif ve duygusal bir insan olan Cenk Koray’a ben de “Baba” diye hitap etmekten hep keyif aldım.
Aslında gerçekten ideal bir babaydı.
***********
19 yaşındaki biricik oğlu Nihat 1996 yılının çok sıcak 31 ağustos gününde evde kaza sonucu kendi kollarında can verince içine adeta zehir akmıştı.
Büyük kederini çevresine belli etmemeye çalışırdı.
Dost ve arkadaşları olarak bu acıyı ona anımsatacak söz ve davranışlardan özenle kaçınırdık ama bir baba için dayanılması çok zor, gerçekten kahredici bir son olduğu tartışmasızdı.
Bir an düşünün.. Çok sevdiğiniz, canınızın parçası olan kızınız veya oğlunuz genç yaşta kollarınızın arasında gözlerinize bakarak son nefesini veriyor.
Böyle bir sahneyi düşünmenin bile insanın tüylerini diken diken ettiği tartışmasızdır.
********
Cenk Koray’ın annesi Atatürk ilkeleriyle yetişmiş, eli öpülesi, çok saygın bir ilkokul öğretmeniydi.
İnsanlara sevgi ve saygı göstermesinin, Atatürkçü dürüst insan olmasının temelinde de çevresinde çok sevilen ve sayılan annesi yatardı.
Cenk adaletsizliğe isyan eder, saygısızlığa ise kim olursa olsun asla tahammül edemez “Saygısızlığın pardonu yoktur” derdi.
Medeniyetin yaş, cinsiyet, eğitim, kültür, din ve diğer bütün faktörlerin farkı olmaksızın saygı ve sevgi üzerine kurulduğunu savunur şayet bunlar yoksa hiç birinin önemi olmadığını öne sürerdi.
Beşiktaş camiasının saygın ismiydi.
Tenis sporuna hayrandı, fırsat buldukça tenis hakemliği yapardı.
İyi bir hukukçuydu, Türkçeyi son derece doğru ve düzgün kullanırdı.
Çok ünlü ve başarılı bir avukat olmaması için hiç bir neden yoktu.
********
Burada bir saptama yapayım..
Türkiye’de bir zamanlar bir kişinin iki farklı yerde çalışması kabul edilemezdi.
Her kim olursa olsun herkes bir meslek veya bir iş dalında çalışır, amatörce olsa bile ikinci adresi olmazdı.
Cenk Koray işte bu salakça kurala çarpıldı.
TRT’de sunuculuk yaptığı gerekçesiyle Ankara Baro’sundan atıldı, bu garip gerekçeye müthiş etkileyici bir itiraz dilekçesi yazdı.
Baro yönetimi çaresiz olarak Cenk Koray’ı yeniden üye yaptı ama adaletsizliğe isyan eden Cenk bu defa aynı Baro’ya duygusal bir istifa mektubu yazarak avukatlık yapmayacağını, ömrünün sonuna kadar da üzerine kara cüppeyi geçirmeyeceğini açıkladı.
Baro yöneticilerine meslek dersi vermiş, avukatların doğruluk ilkesinden asla taviz vermemesi gerektiğini tokat gibi yüzlerine vurmuştu.
Açıkça “Siz beni kovamazsınız ama ben sizi bırakırım” demişti ve sözünü de ölünceye kadar tuttu.
*********
Cenk ile davetli olduğumuz bir mavi yolculukta dostluğumuz daha da pekişmiş, sonrasında her gün görüşmeye başlamıştık.
Cenk bütün deniz ürünlerini iştahla yer, kalkan balığını ise her zaman “Assolist” olarak tanımlardı..
1999 ve 2000 yıllarında İstanbul’da kalkan akını vardı.
Telefonda konuşurken “Baba senin evde kalkana bir güzel vuralım..” deyince “Emrin olur baba” diye yanıtlamıştım.
Günler haftaları kovaladı, haftalar aylara dönüşürken belki de 15 defa konuşmamıza rağmen kalkan-rakı operasyonunu bir türlü beceremedik..
İki gün önce telefonda gırgır yaparken balık konusunu yine konuşmuştuk.
“Yahu bu gidişle biz bu balığı köprüde ekmek arası yiyeceğiz galiba..” diyerek gülüşmüştük.
Son defa konuştuğumuzu nereden bilecektik ki?
Beklenmedik bir kalp krizi dünya tatlısı Cenk’i 23 Temmuz günü aramızdan aldı.
İki gün sonra İstanbul Karacaahmet Mezarlığı’nda ebedi istirahate çekildi.
İşte ben bu nedenle 25 yıldır kalkan balığı yiyemem.
Mekanın cennet olsun Cenk Baba.
Seni hep güzelliklerle ve esprilerinle anıyorum.

Cahit Çataloğlu
23 Temmuz 2025

Gazeteci Rüstem Yılmaz ve Cenk Koray'ın Dostluğu: Zonguldak Sıralarından Türkiye Basınına Uzanan Bir Hatıra

Gazeteci Rüstem Yılmaz ve Cenk Koray’ın Dostluğu: Zonguldak Sıralarından Türkiye Basınına Uzanan Bir Hatıra
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Yalova Başak Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin
Başak Plus+ ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.