1. Haberler
  2. Gündem
  3. “İklim Kanunu” Meclis’ten Geçti: Kanunla Toplum ve Doğa Yararına Politikalar Değil, Emisyon Ticareti Sistemi Düzenlendi

“İklim Kanunu” Meclis’ten Geçti: Kanunla Toplum ve Doğa Yararına Politikalar Değil, Emisyon Ticareti Sistemi Düzenlendi

"İklim Kanunu" Meclis’ten Geçti: Kanunla Toplum ve Doğa Yararına Politikalar Değil, Emisyon Ticareti Sistemi Düzenlendi
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda kabul edilen İklim Kanunu, her geçen
gün şiddetini artıran iklim krizine karşı adil ve etkili bir mücadele aracı olmaktan uzak kaldı.
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, toplum ve doğa yararına politikalar içermesi
gereken yasaya ilişkin “TBMM’den geçen İklim Kanunu ile kaybeden doğa ve insan oldu. Bu
kanun, toplumu ve doğayı değil, emisyon ticaretini önceliklendirdi.” dedi.

Türkiye’nin ilk “İklim Kanunu” olma niteliğini taşıyan teklif, şubat ayında komisyondan geçerek
Meclis’e sunulduktan sonra nisan ayında geri çekilmiş; daha katılımcı ve şeffaf bir sürecin
işletileceği vaadi ile yeni kurulacak bir komisyona getirileceği kamuoyuna duyurulmuştu.
Ancak toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren bu kritik yasal düzenleme süreci için verilen
katılımcılık sözü tutulmadı. İklim alanında çalışan sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler ve
konu uzmanları sürece anlamlı bir biçimde dâhil edilmeden teklif, haziran ayında direkt Meclis
Genel Kurul gündemine alındı.

2 – 3 Temmuz tarihlerinde TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen ve kabul edilen kanun, iklim
krizine karşı sera gazı azaltım ve uyum politikalarını güçlendirmekten ziyade, temiz havayı
alınıp satılabilen bir meta haline getiren Emisyon Ticaret Sistemi’ni (ETS) yasal zemine
oturtmayı öncelik haline getirdi. Bu sistemle şirketlere yeni kazanç alanları açılırken, toplumsal
adalet ve iklim adaleti hedefleri geri planda bırakıldı.

TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, yasanın bir “İklim Kanunu” değil, bir “Emisyon
Ticaret Sistemi Kanunu” niteliği taşıdığına işaret ederek, “Toplumun ve doğanın geleceğini
ilgilendiren böylesine kritik bir yasanın hazırlık sürecinde, ne yazık ki katılımcı ve şeffaf bir süreç
işletilmedi. İklim krizinin olumsuz etkilerini azaltmaya yönelik bütüncül ve bilim temelli bir
çözüm haritası yerine, ekonomik kaygıları önceleyen dar bir çerçeve sunuldu. Sonuç, toplumu
ve doğayı değil, emisyon ticaretini önceliklendiren bir yasa oldu.” şeklinde konuştu.

Paris Anlaşması ve bilimsel gerçekler gözetilmedi

Kanunun bu hali ile bilimsel gerçekleri gözetmediğine dikkat çeken Ataç, “Bu yaklaşım, Paris
Anlaşması’nın ruhuyla da çelişmektedir. Paris Anlaşması ile belirlenen, küresel sıcaklık artışını
1,5°C ile sınırlandırma hedefi, Türkiye’nin de taraf olduğu en önemli uluslararası taahhütlerden
biridir. Ancak, kabul edilen İklim Kanunu’nda bu kritik hedefe açık bir şekilde yer verilmedi;
2053 yılı net sıfır emisyon hedefi dahi bağlayıcı bir hüküm olarak tanımlanmadı.” dedi. Dünya
genelinde birçok iklim yasasının, bu tür hedefleri açık, net ve denetlenebilir biçimde içerdiğini,
Türkiye’nin İklim Kanunu’nun ise bu yönüyle bilimsel gerçeklerle ve taraf olduğu uluslararası
anlaşmalarla çeliştiğini belirtti.

"İklim Kanunu" Meclis’ten Geçti: Kanunla Toplum ve Doğa Yararına Politikalar Değil, Emisyon Ticareti Sistemi Düzenlendi

Fosil yakıtlardan çıkış ve adil geçiş yok sayıldı

Yasanın en çarpıcı eksikliklerinden bir diğeri de fosil yakıtlardan çıkışa dair net bir yol haritası
sunulmaması oldu. Oysa insan faaliyetleriyle birlikte olumsuz etkileri gitgide artan iklim krizine
karşı etkin mücadele, fosil yakıt kullanımının aşamalı olarak azaltılmasını zorunlu kılıyor.
Ayrıca iklim krizi ile toplumdaki sosyal eşitsizlikler derinleşirken; kadınlar, çocuklar, çiftçiler,
emekçiler ve yoksullar gibi en kırılgan grupların korunması hayati önem taşıyor. Ne yazık ki,
kanunda bu grupların ihtiyaçlarına yönelik de somut bir güvence bulunmuyor.
Tüm bunların yanında, ETS gelirlerinden sadece yüzde 10’unun kimseyi geride bırakmayacak,
başta işçiler, aileleri ve yöre halkını kapsayan adil geçiş uygulamalarına ayrılması ise kanunun
yurttaşları değil sermayeyi önceliklendirdiğini açıkça gösteriyor.
Tüm bu düzenlemelerin doğayı ve toplumu korumak için oldukça yetersiz kaldığını vurgulayan
Ataç, “İklim krizinin olumsuz etkilerine karşı atılması gereken adımlar, bilimsel gerçeklerle
uyumlu ve toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçlarını gözeten bir yaklaşımla şekillenmeli. İklim
Kanunu ise fosil yakıtlardan çıkış ve adil geçiş gibi hayati konuları gözetmiyor. Üstelik kanunda
tüm bu faaliyetleri izleyecek ve denetleyecek bağımsız bir denetleme kuruluşu da yer almıyor.”
şeklinde konuştu.

“İklim Kanunu ile kaybeden doğa ve insan oldu”

TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, daha yaşanabilir bir gelecek için tüm doğal
varlıklarımızın korunmasının ve kamu yararının her şeyin önünde tutulmasının şart olduğunu
vurgulayarak şunları söyledi:”İklim Kanunu ile kaybeden doğa ve insan oldu. TEMA Vakfı olarak bu kanunun, doğayı ve
toplumu koruyacak adımlar içermediğini, bilimsel temele dayanmayan, katılımcı olmayan ve
toplumsal adalet ilkelerini göz ardı eden bir düzenleme olduğunu düşünüyoruz. Bu haliyle
kanun, Türkiye’nin iklim krizine karşı etkin ve bütüncül bir mücadele yürütmesini engelleme
riski taşıyor. Beklentimiz, bu büyük eksiklikleri barındıran kanunun, daha fazla zarara yol
açmadan Anayasa Mahkemesi’nden dönmesidir.”

Biliyorsun, Sorumlusun!                                                                                          TEMA Vakfı

“İklim Kanunu” Meclis’ten Geçti: Kanunla Toplum ve Doğa Yararına Politikalar Değil, Emisyon Ticareti Sistemi Düzenlendi
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Yalova Başak Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin
Başak Plus+ ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.