Cumhuriyetimizin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ebediyete uğurlayışımızın yıl dönümünde; saygı, rahmet ve sonsuz minnetle anıyoruz.
Bazı hayatlar vardır, bir millete yalnızca yol göstermez, aynı zamanda o milletin kaderini değiştirir. Atatürk, yokluk içinden bir milletin umudunu yeşerten, karanlık günlerden aydınlığa uzanan yolun adıdır. O, inancını kaybetmeyen bir yüreğin, özgürlüğe susamış bir ulusun simgesidir.
Bağımsızlık tutkusu, akılla yoğrulmuş cesareti, bilime ve insana olan inancı ile çağının çok ötesinde bir liderdi. “En büyük eserim” dediği Cumhuriyet’i bizlere emanet ederken aslında sadece bir yönetim biçimi değil, bir yaşam felsefesi armağan etti: özgür düşünen, sorgulayan, ilerlemeye inanan bir millet olma ideali.
Bugün bizlere düşen görev; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü yalnızca anmak değil, onun fikirlerini, hayallerini, çağları aşan vizyonunu anlamaktır. Her birimiz, bulunduğumuz yerde görevimizi en iyi şekilde yaparak; devletimizi bilimle, emekle, azimle ve inançla yüceltmekle yükümlüyüz. Çünkü onun bize bıraktığı miras yalnızca geçmişin hatırası değil, geleceğin pusulasıdır.
Şartlar değişse de vazifemiz aynıdır:
Aynı inançla, aynı kararlılıkla “ilelebet payidar” kalacak bu millet, bu devlet için çalışmak.
Bu duygu ve düşüncelerle; başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, silah arkadaşlarını, vatan uğruna can veren tüm şehitlerimizi ve ebediyete intikal eden gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.




