Türkiye ekonomisi 19 Mart tarihinden bu yana ciddi bir sarsıntı geçiriyor. CHP Yalova Milletvekili Tahsin Becan’ın kamuoyuyla paylaştığı güncel ekonomik veriler, ülkede ekonomik krizin daha da derinleştiğini ortaya koyuyor. Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinden faiz oranlarına, bütçe açığından tarımsal üretime kadar birçok alanda yaşanan olumsuz gelişmeler, ekonomi yönetiminin aldığı kararların yetersizliğini gözler önüne seriyor.
Merkez Bankası’ndan 50 Milyar Dolarlık Müdahale: Rezervler Tükeniyor
Milletvekili Tahsin Becan’ın açıklamasına göre, 19 Mart sonrası izleyen dört haftalık süreçte Merkez Bankası piyasalara müdahale etmek amacıyla toplamda 50 milyar dolardan fazla döviz satmak zorunda kaldı. Bu yoğun müdahale sonucu bankanın net rezervleri 19 milyar dolar seviyesine kadar geriledi. Becan, bu müdahalenin Türkiye’nin rezerv gücünü ciddi biçimde zayıflattığını vurgulayarak, “19 Mart operasyonu iktidarın ekonomi programını yerle bir etti. Sadece ekonomi değil, siyasette de bir tür sarsıntı yaşandı,” ifadelerini kullandı.
Faizler Rekor Seviyelerde: Vatandaşın Borçlanma Maliyeti Arttı
19 Mart’tan sonra en belirgin etkilerden biri kredi ve mevduat faizlerinde yaşandı. Becan’ın sunduğu verilere göre:
- İhtiyaç kredisi faizleri %6,94 puanlık artışla yaklaşık %70 seviyesine çıktı.
- Ticari kredi faizleri %5,29 puanlık artışla %60’a ulaştı.
- 3 aya kadar vadeli mevduat faizleri ise %4,69 puanlık artışla %55 seviyesine yükseldi.
Bu faiz oranları, hem bireysel tüketiciler hem de işletmeler açısından borçlanmayı daha maliyetli hale getirerek ekonomik faaliyetleri baskı altına alıyor.
Bütçe Açığı Büyüyor: İlk Çeyrekte %38 Artış
Becan’ın paylaştığı bir diğer önemli veri ise merkezi yönetim bütçe açığına ilişkin. Mart ayında bütçe açığı geçen yılın aynı ayına göre %25 oranında artarak 261,5 milyar liraya yükseldi. 2024 yılının ilk üç ayında ise toplam açık 701,8 milyar lira oldu. Bu, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla %38’lik bir artışı ifade ediyor.
Becan, “İki yıla yakın süredir uygulanan tasarruf tedbirleri, siyasi kaygılar uğruna bir ayda heba edilmiştir,” diyerek ekonomi yönetimine sert eleştiriler yöneltti.
Dış Borç Faizleri Rekor Kırmaya Aday
CHP’li vekilin verdiği bilgiye göre, Türkiye Ocak-Şubat döneminde dış borçları için 3,9 milyar dolar faiz ödedi. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemine göre %21,9 oranında artış anlamına geliyor. Mevcut eğilim devam ederse, 2024 yılında Türkiye’nin dış borç faiz ödemesi 24 milyar dolara ulaşarak yeni bir rekor kıracak.
Borçlu Vatandaş Sayısı Arttı: Her 10 Kişiden 5’i Borçlu
Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nin verilerine göre, Şubat 2024 itibarıyla:
- 42 milyon 34 bin kişinin bankalara bireysel kredi borcu bulunuyor.
- 38 milyon 938 bin kişinin kredi kartı borcu var.
Bu veriler, Türkiye’de nüfusun büyük bir kesiminin borç sarmalı içerisinde yaşadığını ve ekonomik kırılganlığın toplumsal düzeyde ne kadar yaygınlaştığını gösteriyor.
Tarımsal Üretimde Felaket: Don Vurdu, Sigorta Yok
Mart ayında yaşanan don felaketi, tarımsal üretimi vurdu. 65 ilde tarım arazileri zarar görürken, kayısı, ceviz, kiraz, elma, üzüm ve şeftali gibi birçok ürün ya tamamen ya da büyük oranda yok oldu. Bazı bölgelerde ürün kaybı %100’e ulaştı.
Becan’ın açıklamasına göre, tarım alanlarının %80’i sigortasız. Bu durum, hem çiftçileri hem de tarım işçilerini büyük bir belirsizlikle baş başa bırakıyor. 2024 yılı içerisinde 100 bin tarım işçisinin işsiz kalabileceği öngörülüyor.
Çiftçiye Destek Yok: Faize 464 Milyar TL, Çiftçiye Sadece 43 Milyar TL
Devletin tarıma ayırdığı kaynak da eleştiri konusu oldu. Yılın ilk üç ayında devlete toplam 464 milyar TL faiz ödemesi yapılırken, çiftçilere sadece 43 milyar TL destek sağlandı. Yasalara göre milli gelirin en az %1’i kadar tarımsal destek verilmesi gerekirken, bu oran 2024’te yalnızca binde 2 düzeyinde kaldı.
Ekonomi Yönetimi Güven Vermiyor
Tahsin Becan’ın açıklamaları ve veriler ışığında Türkiye ekonomisinin pek çok cephede ciddi bir kırılganlık yaşadığı görülüyor. Döviz rezervlerinin erimesi, faizlerin yükselmesi, bütçe açığının büyümesi, halkın borç yükünün artması ve tarımsal üretimde yaşanan felaket tabloyu daha da ağırlaştırıyor.
Uzmanlara göre, kısa vadeli siyasi kazançlar uğruna yapılan müdahaleler, orta ve uzun vadeli ekonomik istikrarı tehlikeye atıyor. Ekonomik veriler, Türkiye’nin daha sıkı ve şeffaf bir ekonomi yönetimine ihtiyaç duyduğunu açıkça gösteriyor.